İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Etimesgut İlçe Genel Merkez binasının açılışında; “Beslenemeyen, okullarda yeterli sonuç alamayan, mezun olduktan sonra ehliyetsiz olduğu için mülakatlarda heba edilen bu gençlerin acısı önce sizi, Sayın Erdoğan’ı, sonra hepimizi vuruyor. Bu ülkeyi yönetenlerin aklı başına gelmeli. İki yumruğu arasında kalan milletimizi bu durumdan kurtarmak için üçüncü bir seçenek var.” “Yerel seçimlere İYİ Parti olarak, özgür ve bağımsız bir parti olarak tek başımıza gireceğiz” dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener bugün Etimesgut İlçe Genel Merkez binasının açılışını yaptı. Açılışta konuşan Akşener, şunları söyledi:
“Buraya gelirken binadan çıktım ve bir grup gençle tanıştım. Özel dershaneye gidiyorlardı. Sohbet ettik, okulların, dershanelerin, ders almanın zorluklarından, masraflarından bahsettiler. İstanbul’da bir arkadaşım.Oğlu ilkokul 4.sınıfta ve özel okulda okuyor.Devlet okulları uzakta,devlet okulları çok uzakta.Ne yazık ki okulları eskisi gibi değil. 150 bin lira, hizmet için 30 bin lira, yemek için 30 bin lira, kitap için 25 bin lira sordum.Şimdi dönüp baktım, hiç hoşlanmadıkları eski Türkiye’ye. Mesela Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti. Baktım, ben bir astsubay kızıyım. Benim yaş grubumdan pek çok kişi aynı durumda şu anda. Sınavları iyi geçtik. Hiçbir sıkıntı olmadı, yarıştık. Aynı şekilde okulları da kazandık ve ben de kümelenmiş bir partinin genel başkanı olarak karşınızdayım. Zenginle fakirin eşit olduğunu söylemeye çalışıyorum. Fırsat eşitliğinin eğitimle sağlandığı başarımız nerede?
DEVLET NEDENİYLE ZENGİN-FAKS FARKINI EŞİTLEYEN BİR SÜREÇ: Türkiye çok tuhaf bir noktaya doğru gidiyor. Zengin-fakir ayrımının devlet eliyle eşitlendiği bir süreç ortadan kalktı. Siyaset renksizleşiyor, sessizleşiyor. Ne zaman bir saray inşa etsen aynı şey olur. Bir yanda israf çok, harcama çok, diğer yanda güçlü çocukların durumu ve davranışları, diğer yanda üniversitede okuyan gençlerin durumu. sanayide çalışan, okula gidemeyen çocuklar, KYK yurtlarında yemeklerine böcek bulaşan çocuklarımız. Allah’ın gayretine dokunuyor, böyle bir şey olmaz. Sayın Erdoğan ve arkadaşlarına sesleniyorum: Birinci önceliğiniz eğitimi geliştirmek olmalıdır. İkinci önceliğiniz ekonomiyi düzeltmek olmalı. Üçüncüsü gençleri doyurmak, istihdam yaratmak, umutlarını yeniden canlı tutmak olmalı. ‘Gücün yetiyorsa git’ denilmemeli.
SEÇİMLERE TEK BAŞIMIZ, ÖZGÜR VE BAĞIMSIZ GİRİYORUZ: Orada duran adam, varlıklı bir ailenin oğlu, üniversite mezunu kocam. Boğaziçi mezunu. Ama burada yetkili benim… Ortaokul mezunu bir babanın kızıyım. Annem üçüncü sınıfa kadar ilkokula gitti. Beyaz eşarplı bir kadındı. Ancak bu Cumhuriyet bana o okullara girme şansını verdi. Allah Atatürk’ten bin defa razı olsun, Cumhuriyeti kuranlardan bin defa razı olsun. Ama bugün ne yazık ki Sayın Erdoğan ve arkadaşları tüm bu eşitleme hareketlerine fırsat eşitliğini kaybettirdiler. Torunum benden daha az şanslı. Beslenemeyen, okullarda iyi sonuçlar alamayan, mezuniyet sonrası mülakatlarda vasıfsız olduğu için heba edilen bu gençlerin acısı önce sizi, Sayın Erdoğan’ı, sonra hepimizi vuruyor. Bu ülkeyi yönetenlerin aklı başına gelmeli. “İki yumruğu arasında kalan milletimizi kurtarmak için üçüncü bir seçeneği ortaya koymak amacıyla DÜZGÜN Partisi olarak yerel seçimlere tek başımıza, özgür ve bağımsız olarak gireceğiz.”
